HOŞGELDİNİZ
Mermer ve Taş Ocaklarının Rehabilitasyonu Çalıştayı Sonuç Bildirgesi | Adobe PDF 273 KB

Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlemekte, yaşamın her alanında kullanım oranı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Teknolojinin gelişimi ise hammaddeye olan gereksinimi ile doğru orantı göstermekte ve temel hammadde kaynağı ise doğrudan "doğa" olarak görülmektedir. Her geçen gün doğal alanların sahip olduğu kaynakların bir yenisi, teknoloji adına keşfedilmekte ve kullanılmak istenmektedir. Bu bağlamda maden sahaları ise ayrı bir önem taşımaktadır. Yaşamın devamı için son derece gerekli olan madenlere oldukça fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gereksinim nedeniyle doğal olarak madenlerin bulunduğu bölgeler ve rezervleri belirlenmekte ve malzemenin karakterine uygun biçimde bulundukları yerden alınmaktadırlar. Madencilik faaliyetlerinin, özellikle maden ocaklarının işletilmesinde alternatif yer seçimi şansı olmadığından, çoğu durumda tarım ve orman alanlarının içinde, yerleşim ve endüstri alanlarının altında veya yanı başında yapılması zorunlu olabilmektedir Ancak, madenlerin elde edilmesinde ister istemez bir miktar tahribat olmaktadır. Ancak iyi bir rekültivasyon ve rehabilitasyon uygulaması ile orijinaline yakın hatta daha iyi terk edilmiş saha örnekleri mevcuttur.

Günümüzde, yerüstü ve yeraltı kaynaklarının ulusal ekonomiye kazandırılması ve insanlığın yararına kullanılması herkes tarafından kabul gören bir yaklaşımdır. Ancak ülkemizde gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri ile ortaya çıkan çevresel ve görsel bozulmaların yanı sıra çok yönlü olumsuz etkilerinin ortaya çıkması bu yaklaşımın özü ile çelişebilmekte ve özellikle kamuoyu tarafından da tepki ile karşılanabilmektedir. Bu durum madenciliğin, kamuoyunca problemli bir sektör olarak nitelendirilmesine neden olmaktadırlar. Özellikle açık ocak işletmeciliği yapılmak zorunda olan mermer ve taş ocaklarında bu durum son derece ön plandadır. Madenlerin alım sürecinde yaşanan bu tahrip 2 yönlü olmaktadır. Birincisi rezervin bulunduğu bölgenin tahribi, ikincisi ise maden alımı sürecinde oluşan pasanın sahaya yakın bölgelere dökülmesi ile oluşan ekosistem tahribidir. Oysa bir maden sahasında, daha analiz sürecinden başlamak üzere maden alım sürecinin her aşamasında uygulanacak olan ve doğanın tahribini minimum düzeye indirerek, bozulan dengeyi onarma amaçlı bir kapatma ve rehabilitasyon projesi olmalıdır. Ülkemizde madencilik sırası ve sonrası, alanın bulunduğu bölgeye göre peyzaj onarım analizlerini yapan ve bu analizlere göre en uygun onarım alternatifini belirleyen etkin bir süreç bulunmamaktadır. Oysa, yatırımcılar için madencilik çalışmaları sırasında ve sonrasında alanın geri kazanımı için uygun olabilecek seçeneklerin bilinmesi ve madencilik yapılacak alanlardaki yerel halk, sivil toplum örgütleri ve kamu kurumları ile bu alternatiflerin paylaşılması "Madencilik" firmaları için doğru algılanmak ve kabul görme adına önem arz etmektedir.

Ayrıca ülkemizin de taraf olduğu ve imza atmayı planladığı uluslararası sözleşmeler de bu gelişmeyi bir zorunluluk haline getirmiştir. Bu bağlamda, madencilik sektöründe de doğaya verilen zararın bertarafı konusunda birçok yeni uygulama biçimi ve bu biçimleri tarifleyen mevzuat geliştirilmiştir. Böylece, madencilik faaliyetleri sonucunda elden çıkan alanlar, yeni uygulama ve yönetmelikle Doğaya Yeniden Kazandırılması (DYK) gereken önemli alanlar haline gelmiştir.

DYK'nın ana hedefi; madencilik faaliyetleri nedeniyle oluşan değişimlerin uygun çevre yönetimleri ile madencilik faaliyetleri süresince ve sonrasında en aza indirilmesi ve böylece, halk sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren tehlikelerden kaynaklı risklerin belirlenmesi ve bertarafı, en ekonomik, en estetik ve en uygun alan kullanım biçiminin belirlenmesidir. Bu yolla, ekolojik dengenin yeniden sağlanmaya çalışılması ve geri kazanım maliyetlerinin en aza indirilmesine olanak sağlanmış olunmaktadır.

Bu çalıştayın amacı, Isparta, Burdur ve Antalya üçgeninde önemi gidererek artan mermer ve taş ocağı alanlarının faaliyetleri sırasında ve sonrasında, çevresel, sosyal ve ekonomik olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi veya ortadan kaldırılmasını sağlayacak, sektörün karlılığını ve rekabet edebilirliğinin arttıracak olan en uygun doğaya yeniden kazandırma seçeneklerini ele almak ve bu alanlar için en uygun geri kazanım biçimlerini İLGİLİ DİSİPLİNLERİ VE TÜM PAYDAŞLARI bir araya getirerek geniş bir platformda tartışmak ve bu alanların rehabilitasyonu konusunda yasal, planlama/tasarım projeleri, uygulama ve yönetimi süreçlerinde geleceğe yönelik bir yol haritası ortaya koyabilmektir.

 

Çalıştay Düzenleme Kurulu