EĞİTİM NOKTALARI

Eğitimlerimiz; Isparta Sütçüler çevresindeki doğal alanlar ile Kovada Gölü Milli Parkı, Gölcük Tabiat Parkı, Yazılıkanyon Tabiat Parkı ve Kızıldağ Milli Parklarının sahip olduğu eğitsel değerlere sahip noktalarda gerçekleştirilecektir.

 

KIZILDAĞ MİLLİ PARKI

Kızıldağ Milli Parkı: Farklı ekosistemleri ihtiva eden, özellikle sulak alan ve sedir ormanları ile maki topluluklarının oluşturduğu flora ve fauna çeşitliliği sergileyen, Beyşehir Gölü’nün kuşbakışı gözlenebildiği doğal peyzaj imkanları sunan bir sahadır. Yüzde 45’i ormanlık olan sahada orman yolları ve sarp kayalıklar arasında ‘yürüyüş hattı’ olabilecek çok sayıda patika olup bunlardan biri, Melikler Yaylası’nın 350 metre doğusundan başlayıp Dedegöl Dağı’nın zirvesine ulaşan patikadır; burası Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tırmanma parkuru olarak onaylanmıştır.

 

YAZILIKANYON TABİAT PARKI

Memeli, Kuş ve Balık Faunası: Yazılıkanyon TP’ nda yaban keçisi, yaban domuzu, tilki, tavşan, porsuk, su samuru, sincap, kızıl akbaba, kartal, kuzgun, doğan, şahin, güvercin, üveyik, keklik, çulluk gibi büyük kuşların yanında SDÜ orman fakültesince yapılmış bir tespite göre 36 kuş türü tespit edilmiştir. Aksu Çayının bir kolu olan Yazılı Dere’de Alabalık ve yılan balığı gibi türler yaşamaktadır.

Orman ağaç, ağaççık ve Otsu türleri: Yazılıkanyon TP flora açısından çok zengindir. Yapılan bir çalışmaya göre nisan, mayıs, haziran aylarında 184 bitki türü tespit edilmiştir. Bunlardan 22 tanesi endemik türdür. Bir tanesi ise (Globarya hedgei) Dünya’da sadece Yazılıkanyon TP’ nda bulunmaktadır. Sahada bulunan bitki türlerinden bazıları kızılçam, karaçam, ardıç, meşe türleri, çınar, kızılağaç, ceviz, keçiboynuzu, defne, sandal, sakız, tespih çalısı, yabani zeytin, mersin, alıç, karaçalı, sarmaşık, zakkum, laden, yaban gülüdür.

Doğal ve kültürel varlıklar: Kanyon, yaz-kış akan Yazılı Dere’nin oluşturduğu küçük şelalelerin yeşille meydana getirdiği harmoni eşsiz görüntüler oluşturmaktadır. Antik çağdan bu tarafa gelen Antalya-İç Anadolu bağlantısını sağlayan Kral veya İpek Yolu, bu yol üzerinde bulunan ve Tabiat Parkının içinde kalan kaya yazıtı, rivayete göre St. Paul ile St. Barnebau’nun karşılaşmalarına izafeten yapılan dua mahalli önemli değerleridir.

 

GÖLCÜK TABİAT PARKI

Isparta İli Merkez İlçesi sınırları içerisinde yer alan Gölcük gölü ve çevresi sahip olduğu bitki örtüsü, yaban hayatı, jeomorfolojik yapı, peyzaj güzellikleri ve rekreasyon imkanlarından dolayı 1991 yılında Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir. Sahanın alanı 1992 yılında 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiş, 11 Ocak 1998 yılında da Turizm Merkezi olarak yeni statü kazandırılmıştır. Yöre yakın bir jeolojik zamanda çok önemli bir volkanizmanın merkezi olmuştur. Derin faylar boyunca çıkan lavlar büyük volkan konileri oluşturmuştur. Bunlardan en önemlisi olan Gölcük volkan konisi bir patlama ile parçalanmış ve merkezi kesimin çökmesi ile bir kaldera içinde küçük volkan konileri teşekkül etmiştir. Gölcük Tabiat Parkında, göl çevresinde, geniş yapraklı ağaç ve meyve ağaçlarından oluşan yaklaşık 50–100 metrelik bir kuşak bulunmakla beraber yukarılara doğru yer yer tam kapalı ibreli ormanlar görülebilmektedir. Alanda, özellikle piknik alanı çevresinde, insana yakın kuş türlerini çok rahatlıkla görebilme imkânı vardır. Ayrıca, sincap, tavşan, tilki, porsuk gibi memeli türler de görülebilmekte ve gözlenebilmektedir.

 

KOVADA GÖLÜ MİLLİ PARKI

Kovada Gölü Milli Park sahasının en önemli özelliği rekreasyonel kullanıma müsait olan doğal kaynaklarıdır. 9 km genişliğinde ve oldukça sığ olan gölün çevresi 20 km'dir. Derinliği ise 6–7 metreye kadar iner. Suda bulunan ve göle yeşil renk veren tortular 1–5 metre derinlikten sonrasının görülmesine engel olurlar. Gölün deniz seviyesinden yükseltisi 900 metredir.

Memeli, Kuş ve Balık Faunası: Kovada gölünde Sazan ve Tatlı su levreği bulunur. Kovada çevresinde en çok bulunan türler; Yaban domuzu, Sansar, Porsuk, Tilki, Tavşan ve Sincaptır.

Florası: Zengin bir bitki örtüsüne sahip Milli Park, göl çevresinde, geniş yapraklı vejetasyon, içerilere doğru gidildikçe kapalı ibreli bir vejetasyon yer almaktadır. Çevrede bulunan yerleşim yerleri yakınlarında tarım alanları da mevcuttur.

Jeolojik Yapısı: Kovada Gölünün oluşumu yer kabuğunun tektonik etkilerle kıvrılması ve kireç taşının sularla erimesi olaylarıyla açıklanabilir. Bölgede, kalkerin suda erimesiyle oluşan karstik yapı çok belirgindir.

 

KOVADA ÇAYI ARBORETUMU

Arboretum ve Botanik Bahçeleri, her biri doğru ve dikkatli bir şekilde etiketlenmiş ağaç, çalı ve diğer odunsu ve otsu bitkilerin teşhir ve bilimsel araştırmalar amacıyla bir araya getirildiği yerlerdir. Buralara “canlı bitki müzesi” de denir. Arboretum’ larda çoğunlukla odunsu bitkiler yetiştirilir. Botanik Bahçelerine göre kurulmaları ve işletilmeleri daha kolay ve daha ekonomiktir. Ülkemizde çok az arboretum sahası bulunmaktadır. Bunlardan birisi Kovadaçayı Arboretumu'dur. Kovadaçayı Arboretum alanının mediterran ağaç, ağaççık ve otsu bitki türleriyle kaplı olması, yetişen türleriyle zenginleştirilmeye, yabancı tür denemeleri yapılmasına, güzellik ve özelliğinden dolayı, bilimsel çalışmalara ve ülke turizmine katkı sağlamak, bitkisel tür zenginliği için geleceğe yönelik doğal gen bankası oluşturmak, mevcut biyolojik çeşitliliği koruyarak gelecek kuşaklara intikal ettirmek bakımından Arboretum sahası olarak ayrılmıştır.

 

ANTİK ADADA KENTİ

Isparta Sütçüler ilçesinin tarihi gelişimini simgeleyen kalıntıların başında Adada (Karabavlu) antik kenti gelir. İlçe merkezine 12, Sağrak köyüne 2 km. uzaklıktadır. Helenistik döneminde en parlak yıllarını yaşamıştır. Büyük İskender’in Güneybatı Anadolu’yu istilasından sonra sırayla: Seleukoslar, Bergama krallığı, Roma İmparatorluğu ve ondan sonra Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir.

Kent alanı geometrik ekseninde yer alan büyük taşlarla döşenmiş ilk çağ ana caddesinin kalıntıları kent kalıntılarının yoğun olduğu alanlara sahiptir. Üç tepe ile çevrilmiş vadi düzlüğünün ortasında ya da yamaçlarında küçük tapınak yapıları yer almaktadır. Bazıları günümüze sağlam ulaşan bu tapınaklar rektangonal (dikdörtgen prizma biçimi) çok düzgün kesilmiş, kimine süs çıkıntısı bırakılmış taşlarla yapılmıştır.

 

AKSU ZİNDAN MAĞARASI

Zindan mağarası genellikle kuzey-güney yönünde uzanan kırıklar üzerinde gelişmiştir. Bazen de bu kırıkları dike yakın açılarla kesen kırık sistemlerini takip eder. Buna bağlı olarak Zindan bölüm bölüm dirsekler yapar. Zindan Mağarası'nın geniş ve düzgün ağzı Aksu Çayından 12 m. daha yukarıdadır. 750 m. uzunluğa sahip mağara içerisinde sarkıt ve dikitler yer almaktadır. Mağara içerisinde ayrıca yarasa türleri bulunmaktadır. Mağara duvarlarında ise kuşlardan kırlangıç, Kaya sıvacısı yuvaları doğal görsellik açısından görülmeye değerdir.

 

EĞİRDİR GÖLÜ

Eğirdir ilçesi Isparta ilinin, hatta Göller bölgesinin turizm merkezidir. Gerek tarihi zenginlikler gerekse doğa zenginlikleri açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Eğirdir Gölü'nün ve bölgenin doğal güzellikleri her yıl artan sayıda yerli ve yabancı turisti ilçeye çekmektedir. Sürekli gelişme kaydeden turistik tesisler ve ev pansiyonculuğu ilçeye gelen turistleri ağırlayacak kapasitededir.

Göller Bölgesinin en büyük doğal zenginliklerinin başında Eğirdir Gölü gelmektedir. Isparta ili sınırları içinde yer alan ve kuzey-güney uzanımlı büyük bir çöküntü alanının kuzey sınırında oluşmuş tektonik bir göl olan Eğirdir Gölü, 482 kilometrekarelik yüzölçümü ile Türkiye'nin 4. büyük gölüdür. Deniz seviyesinden 917 metre yükseklikte bulunan göl, ortalama 14 metre derinliğe sahiptir. Eğirdir Gölü'nün en derin noktası 16,5 metredir. Kuzey - güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu - batı genişliği 3–15 kilometre arasında değişmektedir. Gölün kuzeyde kalan ve daha küçük bir alanı kaplayan bölümüne Hoyran Gölü denmektedir.